25 Nisan 2012 Çarşamba

FİL ve İNSAN




Fil denince aklınıza ne gelir?
Hortumu  mu, dişleri mi, oburluğu mu, yoksa çamur banyosu mu?

Filin çok fazla kuvvet gerektiren işleri yapmak için kullandığı 40 bin kaslı hortumu, senin teknolojin yanında solda sıfır çeker. Hortumun iletişim becerisi  seninkinin yanında devede kulak gibidir.

 Bilardo topu, piyano tuşları, düğmeler ve ziynet eşyası yapımı için kullandığın fil dişlerinin pabucu, sen plastikle tanışınca dama atıldı.

Akıllı filler, derisindeki parazitleri temizlemek için “çamur banyosu” yapar. Hatta, özellikle “killi  çamur’’filin  yaralarını  iyileştirir. Ama, bu  senin tıp ilminin yanında ne ki!

Filden, güçlüsün, daha atik.
Akıllısın ondan, daha pratik.
Zenginsin…. Ama

 “Bir fil yavrusu uyuyunca, sürüdeki diğer filler yavru filin uyanmasını bekler.”

5 yaşındaki yavruma kitap okurken öğrendim. Önceden  biliyorsanız,  cehaletimi bağışlayın.
Yeni öğrendim,  hayran kaldım .

Bu ne hoşgörü, bu ne tevazu, bu ne şefkat!
Nasıl bir yürek, Ya Rab! Bu nasıl  bir hilkat!

Ey insan!
Fil, hayvan!
Sen,  insan!
Bunu  anlatmaya  var mı bir lisan!

Belki fil  gibi günde 300 kilo yemiyorsun, belki yemek  için 16 saat ayırmıyorsun ama fil oburlukta sana ulaşamaz.

Obursun işte, kabul  et.
Yitirdiğin şeyin adı: MERHAMET.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder