Fil denince aklınıza ne gelir?
Hortumu mu, dişleri
mi, oburluğu mu, yoksa çamur banyosu mu?
Filin çok fazla kuvvet gerektiren işleri yapmak için
kullandığı 40 bin kaslı hortumu, senin teknolojin yanında solda sıfır çeker.
Hortumun iletişim becerisi seninkinin
yanında devede kulak gibidir.
Bilardo topu, piyano tuşları, düğmeler ve ziynet eşyası yapımı için kullandığın
fil dişlerinin pabucu, sen plastikle tanışınca dama atıldı.
Akıllı filler, derisindeki parazitleri temizlemek için “çamur
banyosu” yapar. Hatta, özellikle “killi çamur’’filin yaralarını
iyileştirir. Ama, bu senin tıp
ilminin yanında ne ki!
Filden, güçlüsün, daha atik.
Akıllısın ondan, daha pratik.
Zenginsin…. Ama
“Bir fil yavrusu uyuyunca,
sürüdeki diğer filler yavru filin uyanmasını bekler.”
5 yaşındaki yavruma kitap okurken öğrendim. Önceden biliyorsanız,
cehaletimi bağışlayın.
Yeni öğrendim, hayran
kaldım .
Bu ne hoşgörü, bu ne tevazu, bu ne şefkat!
Nasıl bir yürek, Ya Rab! Bu nasıl bir hilkat!
Ey insan!
Fil, hayvan!
Sen, insan!
Bunu anlatmaya var mı bir lisan!
Belki fil gibi günde
300 kilo yemiyorsun, belki yemek için 16
saat ayırmıyorsun ama fil oburlukta sana ulaşamaz.
Obursun işte, kabul
et.
Yitirdiğin şeyin adı: MERHAMET.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder