8 yaşındaki bir çocuğa bir kompozisyon yazdırılmak istenir. Bu çocuk kağıdı eline alınca, “Çocuk, 8 yaş, tiner, bally, sigara, sokak kelimelerini içeren bir kompozisyon yazınız. Sözlük kullanmakta serbestsiniz ” diye yazan yönergeyi okur. Bundan sonrası şu şekilde gelişir.
(Çocuk sesli düşünür)
Çocuk, 8 yaş, tiner, bally, sigara,sokak” ile bir şeyler yazacağım öyle mi?
Nasıl yani?
Bir kompozisyon yazacağım ve içinde çocuk, 8 yaş, tiner, bally, sigara, sokak kelimeleri geçecek .
Tamam. Çocuğu anladık. Ben 8 yaşındayım. Bir çocuk olduğumu söyleyebilirim. Sigara şu pis kokulu şey . Zaman zaman amcaların içine çektiği şu dumanlı şey. İyi de bally, tiner nedir? Neyse, önce bir tasarı yapayım. Sonra bir şeyler gelir aklıma. Çocuktan başlayayım.
“Çocuklar, dünyanın en güzel çiçekleridir. Anne, babaların çocuk için yapmayacağı, fedakarlık yoktur. Hem başbakan da çocukları sevdiğini söylüyor. Çocukluğun kaç yaşına kadar sürdüğünü bilmiyorum, ama ben 8 yaşındayım. Bir çocuğum. Benden küçükler de çocuk.”
“Sigara sağlığa zararlıdır. Genelde büyükler içer. Çok pis bir kokusu olduğunu biliyorum. Çocuklar sigara içmez.”
Çocuk, sigara, 8 yaş tamam. Peki ya bu tiner, bally nedir?
Hah. Bir kere bizim evimizi boyamaya gelen Mustafa amcanın boya kutusunun yanında bir bidon vardı. Nedir bu diye sorduğum da tiner yavrum, demişti. Bunu hatırladığım iyi oldu. Bally de kunduracı Salih amcanın yanına gittiğimizde, Salih amca onu ayakkabımı tamir etmek için kullanmıştı. Ama yine de, bu iki kelime için sözlüğe bakmam lazım.
Tiner, tiner, tinerrr. Evet buldum.
“Tiner, yağ bazlı boyaların inceltilmesinde kullanılan organik çözücüdür.” Demek ki Mustafa amca tineri boyayı inceltmek için kullanmış, bunu şimdi anlayabiliyorum.
Peki bally nedir? Sözlük ne diyor. Bali,bally, baaaally. Yok. Bu kelime sözlükte yok.Ancak, hatırladığım kadarı ile yapıştırıcı olmalı. Salih amca ayakkabımı yapıştırmak için kullanmıştı. Hem de sağlam bir yapıştırıcı,ayakkabım o gün bugün sağlam olduğuna göre.
Sokak, her yer sokak. Bizim sokak, sizin sokak.Okulun önündeki sokak, okulun arkasındaki sokak. Şimdi, yazıma başlayabilirim.
Okulun son günlerine yakın, güneşli bir gündü. 8 yaşındaki ikinci sınıf öğrencileri öğretmenleri tarafından resim dersi için dışarı çıkarılır. Dışarıda doğa resmi yapılacaktır. Yapılan resim, boyandıktan sonra çerçevelenecektir.
Bunlar için gerekli olan malzemeler: kalem, kağıt boya,(çerçeve ve resim için) çerçeve için birkaç parça küçük tahta, bally, tiner. Bunların tamamı çocuklar tarafından getirilir. Çocuklar resmi yaparken öğretmen çocuklara yardımcı oluyordu. Öğretmenlerinin bu ilgisi çocukları mutlu ediyordu. Bir de okulun arka tarafından gelen şu sigara kokusu olmasa.
Nihayet öğrenciler resmi bitirirler. Resimde okulun bahçesindeki ağaçların arkasında, bulutların arasında güneş parlar. Öğrenciler çok güzel bir resim çizerler. Onun için güzel bir çerçeve yaptıktan sonra, öğrenciler onu okulun bahçesinde sokaktan geçen herkesin rahatlıkla görebileceği güzel bir yere koyarlar. Resmi gören herkes çocukları tebrik eder.
Not: Öğretmenim yazdığım kompozisyonun güzel olmadığını biliyorum. Birbirleriyle çok alakası olmayan kelimeleri içeren bir yazı yazmak zor. Hem ne alaka, çocuk, tiner, bally sokak, 8 yaş, sigara . Allah aşkına nereden aklınıza geliyor bunlar. Hayal gücünüzün çok gelişmiş olduğunu söyleyebilirim. Ha ha, ÇOCUK, SOKAK, BALLY, TİNER, SİGARA hem de 8 YAŞ Ancak bu kadar yazabildim öğretmenim.”
Yekrem’in notu: Çocuğun “8 yaşındaki tinerci ballyci çocuklar ellerinde sigara ile sokakta yürüyorlar” diye bir cümle kurmasından korktum.